top of page

İŞTE TÜM YÖNLERİYLE JİTEM GERÇEĞİ

JİTEM`in istihbari çalışma metodu nasıldır?, Kurucu ve koruyucuları kimlerdir?, Örgütlenmesi nasıldır? Nevzat Çiçek JİTEM gerçeğini Özgün Duruş için araştırdı ve 3 adet de belge sundu. İşte o belgeler:

 

 

1950`li yıllardan itibaren örgütlenmeye başlayan, “devlet içinde devlet” ve “derin devlet” gibi kavramlarla da anılan JİTEM`in Özel Harp Dairesi`nin devamı olduğu ileri sürülüyor. Doğu ve Güneydoğu`da PKK`ya karşı mücadele için kurulduğu söylenen JİTEM`in adı daha sonra faili meçhul cinayetler, ölüm kuyuları ve birtakım fişlemelerle duyulmaya başladı. Öyle ki birim, hem kırsalda hem de şehirlerde istihbarat toplayıp fişleme yapıyordu. Giderek `kontrol edilemeyen bir güç` hâline geldi. Adı, uyuşturucu kaçakçılığından silah ticaretine, fuhuştan kara para aklamaya kadar her türlü kirli işe karıştı.

Kendine has bilgi toplama yöntemleri kullanan JİTEM`de üst rütbeli subaylar, astsubaylar, PKK itirafçıları, köylüler, resmî görevliler `eleman` sıfatıyla yer aldı. Yapının `Haber Toplama Planı` başlı başına bir araştırma konusu. Nevi şahsına münhasır sırları içinde barındıran karmaşık ve bir o kadar da `yüksek düzeyde` yetki ile donatılmış bu birimde istihbarat bilgilerinin kodlanarak arşivlendiği belirtiliyor. Bilgi toplamak için hareket eden birim üç kişiden oluşuyor. Her grupta iki astsubay ve bir itirafçı bulunuyor. Bu durum Şemdinli olayında da ortaya çıkmıştı. Bunlar aynı zamanda eylem ve operasyon görevlerinde de yer alacak özellikteki personelden oluşuyor.

 

İstihbarat yöntemi

JİTEM`in istihbari çalışma metodu, ilk kez iki yıl önce Özgür Gündem gazetesi tarafından belgeleriyle yayımlandı. JİTEM timlerinin alacakları istihbaratın süresi ise birimin verdiği koda göre belirleniyor. JİTEM takip edilecek şahıs ve kurumların belirtildiği Haber Alma Planı`nda, tüm alanlar ayrı bir kodla belirtiliyor ve bilginin gelme süresi de buna göre değişiyor. Raporlar anlık, günlük, haftalık, aylık dönemlere göre sınıflandırılıyor. A kodlu bir form, bilginin derhal istendiği anlamına geliyor. (B bir gün, C yedi gün, D on beş gün, E bir ay…) JİTEM fişlemeleri ise F, B, S şeklinde tanımlanıyor. Örneğin F kodu siyasi kişileri fişlemek için kullanılıyor. Bu F-1, F-2 şeklinde devam eden bir sınıflandırmayla da uzatılıyor. JİTEM`in fişlediklerinin başında vakıflar, cemaatler, örgütler, azınlıklar, kurumlar, öğrenciler, devlet memurları, ordu mensupları, siyasiler, siviller geliyor.

Özellikle Ergenekon örgütü soruşturmasıyla birlikte Jandarma Genel Komutanlığı’nın (JGK) da kamuoyundaki tepkiyi kırmak için bir çalışma başlattığı iddia edildi. Yeni adıyla Jandarma İstihbarat Timi (JİT) olan bu birimde önemli değişikliklere gidilecek. Bu alanda görev yürüten eleman sayısı azaltılacak, şimdiye kadar kullanılan `itirafçı` ve `haberci` sisteminden vazgeçilecek. Sadece jandarma komutanlıklarına bağlı çalışan subay ve astsubaylar kullanılacak.

Binbaşı Cem Ersever`in itiraflarında da JİTEM şöyle anlatılıyordu: "Bu birim Jandarma`da ilk kez 1938 yılında değişik bir isimle kuruluyor. O yıllarda Jandarma Teşkilat ve Vazife Nizannamesi`nin şekavetin izalesi (eşkıyalığın ortadan kaldırılması) ve ajan muhbir tayinine dair talimat var. İşte bu talimat sonraki yıllarda re-organizasyona tabi oluyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kurucu ve koruyucuları

"JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele) teşkilatının kuruluş fikri, 1989’larda, Korgeneral Hulusi Sayın, Cem Ersever, Hüseyin Kara ve Aytekin Özen adlı jandarma subayları tarafından üst makamlara önerilmiş ve onay alınarak hayata geçirilmiştir. İsmi geçen kurucularla aynı fikirde olan birçok subay ve astsubay daha sonra bu çatı altında toplanıp görevi birbirine devrederek faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Veli Küçük, Arif Doğan, Abdülkerim Kırca, Ali Yıldız adlı subaylar ve Rasim Kara, Şaban Astsubay adlı astsubaylar da bu teşkilatın ilk çekirdek kadrosu arasındaki yerlerini almışlardır.

JİTEM’de fiilen görev alan komutanlardan başka, bu organizasyonu destekleyen üst düzeyde subaylar vardır. Olağanüstü Hal Bölgesi`nde görev yapan paşalardan Hulusi Sayın, Hikmet Köksal, Hasan Kundakçı ve Necati Özgen bu teşkilatı "terörle mücadele" adı altında yönlendirmiş, maddi ve manevi olarak desteklemişlerdir. Ayrıca politikacı ve üst düzey devlet görevlilerinden OHAL bölge valileri Hayri Kozakçıoğlu ve Ünal Erkan ile zamanın başbakanı, DYP lideri Tansu Çiler aleni olarak JİTEM’i her yönüyle destekleyenler arasındadırlar.

Bu teşkilatta 2-4 yıl görev yapan subaylar, dönüşümlü olarak görevi birbirlerine devrederler. Bu subayların hepsi de gençlik dönemlerinde Ülkü Ocakları ve benzeri örgütlerde faal olarak yer almış veya aynı görüşü paylaşmış olanlardan seçilmişlerdir. Hepsi de İzmir-Foça`da komando eğitimi almış ve özel kurslardan geçmiş olup, birçoğu da Amerika ve başka ülkelerde özel kurslar görmüşlerdir. Türkiye’deki Özel Harp Dairesi’ne bağlıdırlar.

 

Örgütlenme ağı

"JİTEM`in örgütlenmesi şöyledir: Direkt Jandarma Genel Komutanlığı ile irtibatlıdır. JİTEM Grup Komutanlığının başında bir binbaşı bulunuyor. JİTEM Grup Komutanı`nın alt kadrosunda bir veya iki subay ile birkaç astsubay görev yapar. JİTEM Komutanlığı`na bağlı, gerilla gibi giyinen, altlarında özel arabaları bulunan JİTEM komutanları dışında kimseden emir almayan, kendi başlarına buyruk olan çoğunlukla dağda gezen, mağaralarda kalan timler vardır. İstihbarat Başkanlığı görevinde bir general; guruplar Komutanlığı görevinde bir albay veya yarbay; grup komutanlığında bir binbaşı ve tim komutanlıklarında bir yüzbaşı veya kıdemli üsteğmen rütbesindeki subaylar görevlendirilmiştir. Bu komutanların kendi yardımcıları vardır. Yardımcılar da subaylardan seçilirler. Her grup veya timde görev bölümüne göre astsubaylar, uzman çavuşlar, sivil askeri memurlar ve erler mevcuttur. Gruplar Komutanlığı, grup komutanlığı ve timlerde idari kısım ve istihbarat kısmı vardır. Genellikle idari kısımda ihtiyaca göre 2-3 astsubay idari işleri yürütür. Bunların emrinde şoför ve evrak işleriyle uğraşan bir-iki uzman çavuş bulunur. İhtiyaca göre birkaç asker, şoför, komutanın postası, çaycı ve teşkilatın diğer işleri için alınır.  

 

Yakın zamanda JİTEM

JİTEM tarafından Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi`nden çıkarılan 27 yaşındaki Gökhan Cevheroğlu, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Ümit Demirci`ye önemli açıklamalarda bulunuyordu. `Adam öldürmeye teşebbüs` ve `ruhsatsız silah bulundurmaktan 12 yıl 8 ay hüküm giyen Cevheroğlu, 21 Kasım 2005`te JİTEM tarafından `tanınmış bir kişiye suikast yapması` karşılığında dışarı çıkartıldığını söyledi. Cevheroğlu, 11 Ocak 2007 tarihinde savcı Ümit Demirci`ye şunları anlattı: “Akşam saatlerinde `Hacı` ismiyle tanıdığım İnfaz Koruma Memuru, JİTEM görevlisi iki kişinin benimle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine kendisiyle beraber cezaevinin idari kısmına geçtim. Bu kişilerden biri sakallı ve deri montluydu. Biri kendini `Seyfettin` olarak tanıttı. Bana, `Çınar yolundaki cinayetten haberin var mı?` diye sordular. Olayı duyduğumu ancak kimin yaptığını bilmediğimi söyledim. Bana yanında getirdikleri bir ajandayı gösterdiler. Ajandada hakkımdaki tüm bilgiler yer alıyordu. Eşimin cep telefonu bile yazıyordu. Bana `Seni cezaevinden çıkartalım, sen de bize yardımcı ol` dediler. `Aranan bir adamı teslim etmemi istiyorlarsa yapmayacağımı` söyledim. Bana `Başka iş olduğunu, tahliyeden sonra işi anlatacaklarını` söylediler.

 

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı: JİTEM’in tabelası vardı

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, önceki görev yeri olan Edirne`den ayrılmadan kısa bir süre önce Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi`nde devam eden JİTEM davasında talimatla verdiği ifadede JİTEM ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Avcı, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi`nde 18 Haziran`da verdiği ifadede mahkeme heyeti ile müdahil avukatı Tahir Elçi`nin yazılı olarak gönderdiği soruları yanıtladı. Avcı, “Bölgede JİTEM adına yasa dışı olarak öldürme, kaçırma gibi bir kısım faaliyetlerin, bu işleri yapan kişilerin üstlerinin denetimi ve bilgisi dâhilinde olmadan işlenmesi söz konusu olamaz. Ancak doğrudan üstlerinin bilgi ve talimatı bulunduğuna dair de somut bir bilgim yoktur. Ancak bu kişiler eylemleri sonrası korunup kollandığına göre eylemlerden üstlerinin bilgisi olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür. Bölgede birçok güvenlik görevlisi tarafından söz konusu davranış tarzları, kabul gören bir davranış tarzıydı.”

JİTEM kurucusu ve üyeleri olan Arif Doğan, Cem Ersever, Aytekin Özer`le tanıştırıldığını anlatan Avcı, JİTEM kurulduktan sonra başlayan PKK karşıtı eylemlerin JİTEM tarafından yapıldığı kanaatine vardıklarını anlattı. Avcı, varlığı uzun süre devlet tarafından kabul edilmeyen JİTEM`in varlığını “Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunmaktaydı. Bu şahıslar ilde yapılan asayiş değerlendirmelerine JİTEM komutanlığı görevlileri sıfatıyla katılmaktaydılar” sözleriyle anlattı.

Veli Küçük`ün Jandarma Genel Komutanlığı`nda karargâhta olduğunu ve JİTEM`in ona bağlı olarak bölge ve Diyarbakır`da teşkilatlandırıldığını duyduğunu söyleyen Avcı, “Korgeneral Hikmet Köksal Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanıyken tüm birlikler ona bağlı olduğu gibi JİTEM de ona bağlıydı” dedi. Avcı, Ergenekon sanığı Arif Doğan`ın, Cem Ersever`in komutanı olmasına rağmen JİTEM`de Ersever`den daha geri bir konumda olduğunu da kaydetti.

Susurluk Olayı’nda ceza alan eski itirafçı İbrahim Babat da JİTEM’i şöyle anlattı: JİTEM olarak tabir edilen Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Timleri oluşturulmuştu. Oluşturulan JİTEM birlikleri merkezi Ankara`da Jandarma Grup Komutanlığı`na bağlı olmakla birlikte OHAL Asayiş Komutanlığı`na karşı sorumluydu. Haftalık rapor ve bilgilendirmeler Asayiş Komutanlığı`na veriliyordu. JİTEM birlikleri içerisinde teröre karşı başarılı çalışmalarımız olmakla birlikte açığa çıkmamış ve gizli kalmış bugün de devleti sıkıntıya sokan bazı keyfi hukuk dışı pis uygulamalarda olmuştur.

Bu arada JİTEM çatısı altında illegal bir oluşuma gidildi. Diyarbakır ve çevresinde PKK`yla ilişkili olduğundan şüphelendiğimiz hemen herkesi infaz yetkimiz vardı. Bu insanları yakalayıp, suçu varsa tespit edip adalete teslim etmek yerine faili meçhul bir şekilde öldürmeyi bir yöntem olarak benimsemiştik. Bizden istenen buydu, bu tarzda talimat aldık. Bu grup içerisinde eski itirafçılardan Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Abdülkadir Aygan, Hayrettin Toka, Recep Tiril, Adil Timurtaş ve eski TİKKO`cu Fethi adındaki kişiler vardı.

 

Abdülkadir Aygan: Belgeler var

01 Eylül 1991 tarihinde Jandarma`da sivil memur olarak işe yerleştirilen Aygan`ın atama belgesinde dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanı Kurmay Albay Nurettin Çakır`ın imzası bulunuyor. Aygan "Genel İdari Hizmetler-İstihbarat Elemanı" sınıfından memur yapılmış. Korgeneral rütbesiyle emekliye ayrılan Nurettin Çakır, 2 Kasım 2006 tarihinde Star gazetesine yaptığı açıklamada itirafçıların memurluğa alınması talimatının dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis tarafından verildiğini söylemişti. Aygan, 1 Eylül 1991`de resmen devlet memuru yapıldı. İtirafçı Aygan, Diyarbakır`daki kontra çalışmalarından sonra Binbaşı Cem Ersever tarafından devlet memurluğuna önerildi. Aygan, Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanı Kurmay Albay Nurettin Çakar`ın 4313-119-92/ Kd.Sic.Ş.Svl.Me.Değ (3487) sayılı yazı ile "Genel İdari Hizmetler-İstihbarat Elemanı" sınıfından devlet memurluğuna alındı. "J-27299" sicil numarası verilen Aygan`a, Dünya Barış Günü olan 1 Eylül 1991`de resmen iş başı yaptırıldı.

Sivil memur adayı Abdülkadir Aygan`ın sicil raporuna göre "Kendisine verilen görevleri başarı içerisinde yaptığı ve başarılı" olduğu belirtildi. Jandarma Personel Başkanı Kurmay Albay Çakır, adaylık süresini başarı ile bitiren sivil memur adayı Aygan`ın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu`nun 58. maddesine dayanarak "Asli devlet memurluğuna" atanmasını önerdi. Şaibeli bir uçak kazasında ölen dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Milli Savunma Bakanı adına 30 Eylül 1992 tarihli "Olur"ları ile itirafçı Aygan`ın asaleti de onanmış oldu. Devlet Aygan`ı 13. derece 2. kademe 535 göstergeden sivil memur olarak çalıştırdı. Aygan`ın Kasım 1992`deki Jandarma Komutanlığı Maaş Pusulası`na göre görev yeri "JİTEM" olarak gösterildi.

Aygan tayin edildiği Burdur`da Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) iştirakçisi de oldu. OYAK`a 24 Ocak 2001′de Aziz Turan ismiyle verdiği dilekçe ile iştirakçilik talebinde bulunan Aygan`ın bu isteği kabul edildi ve Aziz Turan, 15 Şubat 2001′de daimi üyeliğe alınarak 5-294982 numara ile kayıt defterine eklendi.15 Şubat 2001 tarihinden itibaren yüzde 10 aidat kesilmesini istedi. Böylece Aziz Turan OYAK`ın da iştirakçisi oldu.

BİR MUHTEŞEM SÜLEYMAN YAPIMIDIR

bottom of page